13 Aralık 2012 Perşembe


İÇLİKÖFTE

15 yaşında elma diye sakladıkları bir kız iken, küçük tüpün başında,  ninelerimin ve annemin yaptığı top top içli köfteleri başımda kavak yelleri, öyle dalgın dalgın kaynar suya atmaktaydım. Evin baş kayınvalidesi olan büyük Ayşe Ninem arkamdan hiddetle seslendi;
- Öyle mi atılır onlar suya, hiçbir şey öğrenmedin mi sen?
- Ne oldu ki nine, nasıl atayım?
- Yavrum gurşun gurşun diyeceksin, diyeceksin ki köfteler dağılmayacak gurşun gibi olacak!

İşte ilk hatırladığım içli köfte maceram bu olmuştur. Şimdi ne zaman içli köfte yapacak olsam aklıma bu anım ve sevgili Ayşe Ninem gelir. Mekanı cennet olsun.

İçli köftenin tarihçesine bakacak olursak Hititlere kadar dayandığını söyleyenler var. Aslen bir Arap yemeği olan içli köfte ülkemizde pek çok ilde farklı yorumlarla yapılmaktadır. Bu yorumlar ufak değişiklikler olup temelde bulgurla yapılan bir çeşit hamurun, hünerli ellerde şekil verilerek içine kavrulmuş kıymanın konması ve haşlanarak ya da kızartılarak servis edilmesidir. 

İletişim imkanlarının artması ile dünya çapındaki yöresel yemekler istekli her kişinin mutfağında can bulabilmekte ve farklı yorumlarla zenginleşmektedir.

Hal böyle iken içli köfte bu yöresel yemeklerden ayrılır, çünkü içli köfte hünerin yanı sıra tecrübe de gerektiren meşakkatli bir yemektir. 

Her aşamadan geçseniz bile el ile şekil vermede sınıfta kalabilir, çektiğiniz emekler suda ya da yağın içinde dağılarak size elveda şarkısını çığırabilir. 


Servis önerisi olarak, içli köfteleri soğuk pekmez şerbeti ile ( Şimdi bunun yerini ne yazık ki cola aldı) ya da sıcak çay ile tüketebilirsiniz. Yanında da humus güzel gidebilir. Lütfen köfteleri çatal kullanarak yemeyiniz zira bu köftenin tadı elimizle yediğimizde çıkar, eğer ben çok hassasım diyorsan o zaman sen de peçeteyle tut, ama illa elinle ye, çatal matal kullanma! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder